Uzak Doğu’dan Ortadoğu’ya kadar geniş bir coğrafyada jeopolitik dengelerin nasıl değiştiğini giderek daha fazla gözlemliyoruz. Son dönemde dikkat çeken bir gelişme var: Rusya’nın Suriye'deki lideri Beşar Esad'ı koruma çabaları. Bu durum, dünyanın pek çok yerinde farklı yorumlara neden oluyor. Ancak, Putin’in Suriye'ye yönelik stratejisi ve Esad’a olan desteği sadece askeri bir müdahale ile sınırlı kalmıyor. Bu yazıda, Rusya'nın Suriye'deki politikalarını ve Esad'ın neden bu kadar değerli olduğunu inceleyeceğiz.
Rusya’nın Suriye’deki askeri varlığı, birçok uluslararası ilişkiler uzmanı tarafından hala merakla analiz ediliyor. Putin, Esad'ı Suriye'de tutarak, sadece bir müttefiki korumakla kalmıyor; aynı zamanda kendi ülkesi için de stratejik bir alan yaratıyor. Suriye, Rusya için Akdeniz'e açılan kapı niteliğinde. Tartus Limanı, Rusya'nın Akdeniz'deki en büyük askeri üssü olma özelliğini taşıyor ve bu durum, Batı'nın etkinliğini dengelemek adına önemli bir unsur. Esad rejiminin devam etmesi, Rusya'nın Suriye'deki çıkarlarını korumasına yardımcı olurken, aynı zamanda küresel güç dengelerinde de belirleyici bir rol oynuyor.
Bu bağlamda, Putin’in Esad’a olan desteği sadece askeri bir sadakat ilişkisi değil. İki ülke arasındaki iş birliği, enerji, silah ticareti, tarım ve altyapı projeleri gibi birçok alanda genişlemekte. Bu durum, Suriye’nin iç savaş sonrası yeniden inşası sürecinde de Rusya'nın lider konumunu pekiştiriyor. Ayrıca, İran ile olan işbirliği, Rusya’nın inisiyatifini güçlendiren başka bir faktör olarak öne çıkıyor.
Suriye’deki askeri durum, çok sayıda uluslararası aktörün mücadele ettiği karmaşık bir tabloyu ortaya koyuyor. Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere, birçok Batılı ülke, Esad rejiminin meşruiyetini sorguluyor ve bu yüzden Rusya’yı eleştiriyor. Ancak, Putin’in Esad’ı koruma kararlılığı, bölgedeki dengeleri değiştirecek gibi görünüyor. Her ne kadar Batı, Esad’a yönelik yaptırımlar uygulasa da, bu yaptırımlar, iddia edildiği kadar etkili olup, rejimi zayıflatma noktasında yetersiz kalıyor.
Gelecek senaryolarına baktığımızda, Esad'ın geleceği tamamen Rusya’nın elinde şekillenecek gibi görünüyor. Eğer Putin, Esad’ı kaybederse, Suriye'deki etkisi azalacak ve bu durum, dolaylı olarak, Ortadoğu'daki güç dinamiklerini de etkileyebilir. Batılı güçlerin bölgedeki koalisyonları, Esad’ın düşmesi durumunda yeni bir belirsizliğe yol açabilir. Dolayısıyla, Rusya’nın Suriye’de Esad’ı nasıl koruyacağı, uluslararası ilişkilerde önemli bir kırılma noktası olabilir.
Sonuç olarak, Putin’in Esad’a olan desteği sadece bir kişiyi değil, aynı zamanda bölgesel ve küresel güç dengelerini de etkilemekte. Suriye’deki bu karmaşık durum, hem Rusya'nın hem de Batı'nın stratejilerini yeniden gözden geçirmesine neden olacak gibi görünüyor. Esad'ın geleceği için yapılan tartışmalar sadece bir iç savaşın değil, aynı zamanda büyük güçlerin mücadelesinin de bir yansımasıdır. Bu noktada, Türkiye gibi komşu ülkelerin nasıl bir tutum alacağı da büyük bir merak konusu. Rusya’nın, Esad'ı koruma çabalarındaki ısrarı, ilerleyen süreçte bölge dinamiklerinin nasıl şekilleneceği konusunda önemli ipuçları verecektir.