İstanbul’un 23 Eylül 2023 tarihinde yaşadığı kuvvetli deprem, pek çok vatandaşı büyük bir korku ve panik içinde sokaklara dökerken, bir çocuğun acı kaderi daha da dramatik hale geldi. 14 yaşında olan Mert, deprem sırasında evinin güvenli olmadığını düşünerek, panikle dışarı çıkmıştı. Ancak, ne yazık ki Mert’in sığınmayı düşündüğü dünya, başka bir tehlike ile karşılaşmasına neden oldu. Mert, deprem panikinden sonra dışarıda olmanın getirdiği riskle, bir magandanın açtığı ateşle yaralandı ve şu anda hastanede yaşam savaşı veriyor.
İstanbul'un Bağcılar ilçesinde meydana gelen deprem, birçok vatandaşı derin bir korkuya mahkum etti. Mert de bu durumdan etkilenenlerden biri olmuştu. Olay günü, ailecek akşam saatlerinde evde otururken depremin sarsıntısını hissetmişlerdi. Mert’in ebeveynleri, hemen dışarı çıkmalarını söyleyerek çocuklarını da yanlarına almışlardı. Ancak, Mert içeride kalmak yerine dışarı çıkmayı tercih etti. Dışarıda yaşanan yoğun kalabalık ve insanların panikle hareket etmesi hali, Mert’in psikolojik durumunu iyice kötüleştirmişti. Fakat bu korkunun üstüne gelen bir başka trajedi onun için sonuçları çok daha ağır oldu.
Bir müddet sonra, Mert bir gürültü duydu. İlk başta bunu depremin sesine bağladı, fakat durumu sona erdirecek olan gerçek başka bir tehlikenin geldiğiydi. Bir grup maganda, havai fişek atarak eğleniyordu ve baskı altında olan gençlerden biri, bu durum karşısında kendini korumak adına öngörülmemiş bir davranışta bulundu. Tüm bunların ortasında, Mert’in yanından geçerken merminin isabet etmesi, onun hayatını aniden değiştirdi. Olayın hemen ardından gürültü kesildi ve Mert yerle bir oldu. Kullanılan maganda kurşunu, yaşam mücadelesini zorlaştıran bir yaraya sebep olmuştu
Hastaneye hemen kaldırılan Mert, acil serviste yoğun bakım ünitesine alındı. Çocuk, vücudundaki kurşun yarasıyla yaşam mücadelesi veriyor. Ailesi ve dostlarının yanı sıra tüm mahalle halkı hastanenin önüne akın ederek Mert’in durumu hakkında bilgi almayı bekliyor. Hastanede görevli doktorlar, Mert’in sağlık durumunun ciddiyetini vurgulayarak gerekli tüm müdahalelerin yapıldığını belirtti. Herkesin aklında aynı soru vardı: Bir çocuğun korkusuzluğu, onu böyle bir tehlikeye sürükleyebilir miydi? Bu durum, İstanbul’un maganda kurşunları yüzünden ne kadar tehlikeli bir yer olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
Toplum, bu olay sonrasında maganda kurşunlarına karşı büyük bir tepki göstermeye başladı. Pek çok kişi sosyal medya üzerinden Mert’in yaşadığı trajik durumu gündeme getirerek, “sıfır tolerans” politikası ile bu tür olayların önüne geçilmesi gerektiğini belirtti. Kamuoyu, devletin bir an önce bu kanunsuz davranışlara karşı daha etkili önlemler almasını talep ediyor. Özellikle acil durumlarda, insanların güvenliği sağlamak için gerekli olan her türlü önlemin artırılması gerektiği konusunda hemfikirler. Birçok sivil toplum kuruluşu da konuyla ilgili harekete geçerek, acil eylem planları oluşturarak bilinçlendirme kampanyaları düzenlemeye başladı.
Mert’in durumu, sadece bir bireyin hayatını değil, aynı zamanda toplumun tüm bireylerinin güvenlik algısını derinden sarsmış durumda. Yapılan her çağrı, yaşanan her kayıpta, İstanbul’un ortak acısı olarak kabul edilmektedir. Umut ediyoruz ki, bu tür olaylar bir daha yaşanmaz ve Mert gibi çocukların masumiyetleri korunur. Mert ailesinin ve toplumun dualarını alıyor, bir an önce sağlıkla taburcu olmasını diliyoruz. Onun yaşadığı bu tecrübe; aile, komşu ve toplum ilişkilerinde dayanışmanın, birlikteliğin ve paylaşmanın ne denli önemli olduğunu bir kez daha gösteriyor.
Yaşanan bu trajedi, şehirde yaşayan herkesin gözlerini açmakta ve toplum olarak daha güvenli bir yaşam alanı yaratmayı gerektirmektedir. Umarız ki, şehir yöneticileri ve ilgili tüm otoriteler, bu tür trajedilerin gelecekte yaşanmaması için gerekli adımları atar ve Mert’in hikayesi, gelecekte bu tür olaylara karşı bir dönüm noktası olur.