Türkiye, 2023 yılının sonuna yaklaşırken işsizlik oranlarında dikkat çeken sınırlı bir artış kaydedildi. Tüm dünyada ekonomik belirsizliklerin hâkim olduğu bir dönemde, işgücü piyasası üzerindeki etkenler daha da önem kazandı. Geçtiğimiz aylarda yapılan istatistiksel veriler, işsizlik oranlarının arttığını matbu raporlarla gözler önüne serdi. Ancak yapılan analizler, bu artışın büyük bir krize işaret etmediğini, aksine bazı sektörlerin istihdam kabiliyetini artırma girişimlerinin olduğunu gösteriyor.
TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) tarafından yayımlanan Son İşgücü İstatistikleri verilerine göre, 2023 yılında Türkiye genelinde işsizlik oranı %10,5 seviyelerine çıktı. Bu oran, bir önceki yılın aynı dönemine göre yalnızca %0,5'lik bir artış göstermiş olsa da, uzmanlar bu durumun kısmen ekonomik istikrarsızlık, kısmen de mevsimsel işsizlik faktörleriyle bağlantılı olduğunu ifade ediyor.
Özellikle sonbahar aylarında birçok sektörde mevsimsel işsizlik norm olarak gözlemlenirken, inşaat ve tarım sektörlerinde ise iş bulmak her geçen gün zorlaşmakta. Ancak aynı dönemde sanayi alanındaki büyüme, birçok iş kolunda yeni istihdam fırsatlarını da beraberinde getirdi. Uzmanlar, sanayi sektöründeki bu olumlu gelişmelerin gelecekte işsizlik oranlarını daha olumlu bir yöne çekebileceğine dikkat çekiyor.
Son dönemde iş gücü istatistiklerinde dikkat çeken bir diğer maddelerden biri de büyüyen sektörler oldu. Özellikle teknoloji, yazılım ve e-ticaret alanlarında ciddi bir istihdam artışı gözlemlendi. İş dünyasındaki dijital dönüşüm, isteyene fırsatlar sunmaktan geri durmuyor. Geçen yılın aynı dönemine göre teknolojik danışmanlık ve yazılımcı pozisyonlarındaki artış, işsizlik oranlarını dengelemek için önemli bir fırsat olarak öne çıkmaktadır.
Ayrıca, sağlık hizmetleri sektörü de işe alım konusunda aktif olarak iş yapmaya devam ediyor. Pandemi sonrası sağlık turizmi ve özel hastanelerdeki büyüme, birçok yeni pozisyon yaratmaya yardımcı oldu. İnsan kaynakları uzmanları, sağlık sektöründeki bu büyümenin önümüzdeki yıllarda devam edeceğini öngörüyor. Bunun yanı sıra, çevre teknolojileri ve yeşil enerji projeleri de genç iş gücü için yeni fırsatlar sunmakta.
Yalnızca büyük şehirlerde değil, kırsal alanlarda da çeşitli girişimler ve projelerle istihdam yaratılmakta. Koinle eşdeğer gelir modeli gibi yeni iş fikirleri, hem yerel ekonomileri destekliyor hem de işsizlik rakamlarını düşürme potansiyeline sahip. Bu süreçte, hükümetten de teşviklerin artması bekleniyor ve böylece çeşitli girişimcilik ekosistemleri destekleniyor.
Sonuç itibariyle, Türkiye'de işsizlik oranlarında yaşanan sınırlı artış, tüm bu unsurların birleşmesiyle daha yönetilebilir bir durum haline geliyor. Geçici bir dalgalanma olarak görülen bu durumun kısa ve uzun vadede nasıl evrileceği, ekonomik stratejilerin uygulanabilirliğine, sektörlerin gelişimine ve hükümetin alacağı önlemlere bağlı. Birçok ekonomist, ilerleyen dönemlerde işsizlik rakamlarının gerilemesini beklerken, bu süreçte dikkatli ve sürdürülebilir politikaların uygulanması gerektiği üzerinde duruyorlar.
Önümüzdeki günlerde açıklanacak yeni istihdam verileri ve iş gücü istatistikleri, Türkiye'nin 2024 yılı için ekonomik ve sosyal beklentilerini şekillendirmede önemli bir rol oynayacaktır. Yılın sonuna yaklaşırken, bu verilerin sağlıklı bir değerlendirmesi, hem işgücü hem de genel ekonomi üzerinde belirleyici bir etki yaratabilir.