Haiti, son yıllarda artan çete şiddetiyle dünya gündeminden düşmüyor. Ülkede güvenlik güçlerinin kontrolü kaybetmesi, çete örgütlerinin sağladığı gücün artmasına ve sonuç olarak kanlı çatışmalara yol açıyor. Son yaşanan olaylar, Haiti’deki çete sorununu daha da derinleştirmenin yanı sıra, ülkede barış ve güvenliği sağlama umutlarını da zedelemiş durumda. Uzun süredir ülkenin iç yapısı içinde mücadele eden çetelerle devlet arasındaki gerilim, hükümetin İnsansız Hava Araçları (İHA) destekli operasyonlarına neden oldu. Bu operasyonlar, çetelerin etkinliğini azaltmak ve sivil halkı korumak amacıyla gerçekleştirildi. Ancak sonuçları, beklenenden çok daha acı ve kanlı bir tabloyu beraberinde getirdi. Yapılan ilk değerlendirmelere göre, en az 100 kişinin hayatını kaybettiği bildiriliyor.
Haiti hükümeti, çetelerle mücadelede sarsıcı bir adım atarak İHA'lı operasyon başlattı. Ülke genelinde artan çete saldırıları, özellikle de sivil halka yönelik şiddet olaylarının tırmanması, hükümeti bu tür bir stratejiye yönlendirdi. İHA'ların kullanımı, sağlık ve güvenlik durumunun kötüleştiği bir dönemde, çetelerin hareket kabiliyetini sınırlamak ve sivil alanlarda istikrar sağlamak adına önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Ancak bu tür operasyonlar sadece askeri bir başarı elde etmek amacıyla değil, aynı zamanda bölgedeki halkın güvenliğini sağlamak için de yapılmakta. Ne var ki, bu süreçte yaşanan sivil kayıplar, eleştirileri de beraberinde getirdi.
İHA'lı operasyonların en büyük sorunu, sivil kayıpların artması. Haiti’de gerçekleştirilen son operasyonlar sırasında, yaşamını yitiren yüzlerce sivilin olduğu bildirilmektedir. Özellikle çatışma alanına yakın bölgelerde yaşayan sivil halkın durumu tehlike altına girdi. Bu durum, hükümetin uyguladığı operasyonların hem meşruiyetini sorgulatmakta hem de halk arasında büyük bir infiale sebep olmaktadır. Çete şiddetinin önlenmesi adına atılan bu adımlar, ne yazık ki kısa vadede tam tersine sonuçlar doğurmakta. Çatışmalarda kaybolan hayatlar sadece istatistiki verilere dönüşmekle kalmayıp, aynı zamanda bir toplumun tarihine kara bir leke olarak geçiyor. Haiti’de yaşanan bu insani kriz, uluslararası toplumda da büyük bir kaygı yaratmış durumda. Kaygıların arttığı bu süreçte, birkaç önemli kuruluş Haiti’ye insani yardım göndermek ve sağlık ekiplerini desteklemek için harekete geçmişken, çatışma bölgeleri bu yardımların ulaşmasını neredeyse imkansız hale getiriyor.
Sonuç olarak, Haiti’de çetelerle yapılan İHA’lı operasyonlar, yalnızca güvenlik güçlerinin değil, aynı zamanda sivil toplumun da üzerindeki tehditlerin ciddiyetini gözler önüne seriyor. Aşırı şiddet, sivil kayıplar ve insani krizle başa çıkmanın zorluğu, Haiti'nin geleceği açısından ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Gelecek dönemlerde hükümetin bu sorunu nasıl ele alacağı ve sivil halkı nasıl koruyacağı, ülkedeki huzurun yeniden sağlanması için büyük önem taşıyor.