Son yıllarda ruh sağlığı üzerine yapılan araştırmalar, doğum tarihinin kişisel özellikler ve mental sağlık üzerindeki etkilerini incelemeye başladı. Son elde edilen bulgular, doğum ayının erkeklerin depresyon riski ile yakından ilişkili olduğunu ortaya koydu. Bilim insanları, belirli aylarda doğan erkeklerin, ruhsal bozukluklara ve özellikle depresyona daha yatkın olduğunu belirtiyor. Peki, bu durumun sebepleri neler? Hangi ayda doğan erkekler bu riskle daha fazla karşılaşıyor? İşte detaylar.
Yapılan araştırmalar, doğum tarihinin birçok faktörü etkileyebileceğini göstermekte. Özellikle erkeklerin doğum ayının, ruhsal sağlık üzerinde önemli sonuçlar doğurduğu tespit edildi. Araştırmalara göre, kış aylarında doğan erkekler ile yaz aylarında doğan erkekler arasında belirgin bir ruhsal farklılık var. Kış mevsiminde doğan erkeklerin, depresyon semptomları gösterme olasılıklarının daha yüksek olduğu ortaya kondu. Bunun sebeplerinden biri, kış aylarının güneş ışığının azalmasıyla bağlantılı olarak vücutta D vitamini seviyesinin düşmesi ve buna bağlı olarak ruhsal bozuklukların artması gösteriliyor. Ayrıca, bu dönemde doğan çocukların sosyal yaşantıları ve sosyal çevreleri de dikkat çekiyor. Kış aylarında doğan erkek çocuklarının daha az dış mekânda vakit geçirdiği ve sosyal etkileşimlerinin az olduğu gözlemlendi.
Mevsimlerin ruh sağlığı üzerindeki etkisi, yalnızca doğum ayı ile sınırlı kalmayıp, genel anlamda tüm bireylerin ruhsal durumunu etkileyebiliyor. Örneğin, yaz aylarında doğan bireylerin, daha fazla D vitamini alabilmesi ve daha fazla doğada vakit geçirebilmesi, sosyal birikimlerinin gelişmesine katkı sağlıyor. Ayrıca, mevsim geçişlerinin de ruhsal sağlık üzerinde belirgin etkileri olduğu belirtiliyor. Özellikle mevsimsel duygusal bozukluk (MDB) yaşayan bireylerin ruhsal durumları, mevsim değişiklikleriyle doğrudan ilişkilendiriliyor. Kış aylarında daha fazla sayıda depresyon vakası gözlemlenirken, bahar aylarıyla birlikte zihinsel sağlık sorunlarının azalacağı öne sürülüyor.
Bu durum, yalnızca doğum tarihine değil, aynı zamanda çevresel faktörlere, mevsimsel durumlara ve bireylerin yaşam tarzı seçimlerine de bağlı. Yine de, doğum ayı gibi belirli faktörlerin ruhsal sağlık üzerinde etkisinin olduğuna dair bilimsel bulgular, toplumda dikkat edilmesi gereken bir konu olarak karşımıza çıkmakta. Özellikle erkek bireylerde doğum aylarının göz önünde bulundurulması ve bu konu üzerinde daha fazla araştırma yapılması, toplumsal ruh sağlığını geliştirme adına önemli bir adım olarak değerlendirilebilir.
Sonuç olarak, doğum tarihi, bireylerin ruh sağlığı üzerinde çeşitli etkiler yaratabiliyor. Özellikle belirli aylarda doğan erkeklerin depresyona daha yatkın olması, bu durumun dikkate alınması gereken bir mesele olduğunu gözler önüne seriyor. Toplumsal ruh sağlığını iyileştirmek adına doğum tarihi ile ilgili farkındalığın artırılması ve bireysel destek mekanizmalarının geliştirilmesi, ruhsal sağlık alanında atılacak önemli adımlar arasında yer alıyor.