Son günlerde bölgemizin önemli doğal kaynaklarından biri olan baraj gölünde yaşanan durum, yerel balıkçılar arasında büyük bir endişeye yol açtı. Uzun yıllardır bu gölde balık avlayan profesyonel ve amatör balıkçılar, göl suyunun seviyesindeki dikkat çekici düşüş ve balık popülasyonundaki azalma ile ilgili kaygılarını dile getiriyorlar. Peki, bu duruma ne sebep oluyor? Balıkçılar ve çevreciler, hangi faktörlerin bu olumsuz durumu tetiklediğini araştırıyor. Bu haberimizde, baraj gölündeki son durumu ve balıkçılar üzerindeki etkilerini aktaracağız.
Baraj gölü, bölgenin hem ekolojik hem de ekonomik dengesinde önemli bir rol oynamaktadır. Balıkçılıkla geçimini sağlayan birçok ailenin olduğu bu gölde, su seviyesindeki düşüş, çeşitli nedenlere dayandırılmaktadır. İlk olarak, kuraklık koşulları göl suyunun seviyesini ciddi şekilde etkiliyor. Mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklıklar, su buharlaşmasını artırarak göldeki su seviyesinin düşmesine yol açıyor. Ayrıca, yaz aylarında tarımda kullanılan su ihtiyacının artması da göl suyunun azalmasında önemli bir etken. Tarımsal sulama için yapılan su çekimlerinin, gölün ekosistemine verdiği zararın yanı sıra balıkların üremesi üzerinde de yıkıcı etkileri bulunuyor.
Diğer bir sebep ise, yapılaşma ve sanayileşmedir. Bölgedeki hızlı yapılaşma ve sanayi yatırımları, göl çevresindeki doğal dengeyi bozmakta ve su kalitesini olumsuz etkilemektedir. Özellikle atık su deşarjı ve kimyasal atıkların göle karışması, balıkların yaşam alanlarını daraltırken, suyun kirlenmesine de neden olmaktadır. Bu da balıkçılıkla uğraşan köylüler için büyük bir tehdit oluşturuyor. Birçok yerel balıkçı, avladıkları balıklarda sağlık sorunları ve hatta ölümler gözlemlediklerini bildiriyor.
Balıkçılar, göldeki balık popülasyonundaki kayıpların kendileri için hem ekonomik hem de psikolojik bir kriz oluşturduğunu vurguluyor. “Gölün yıllardır sulama için kullanıldığını biliyoruz ama bu kadar aşırı su çekimi ve kirlenme durumu hiç yaşanmamıştı,” diyen bir balıkçı, yıllarca uğraşarak edindiği bilgi ve deneyimlerin artık yerini çaresizliğe bıraktığını ifade ediyor. Balıkların üreme dönemlerinde göldeki su seviyesinin düşmesi, balık türlerinin hayatta kalmasını da zorlaştırıyor. Birçok balıkçı, gölün daha önce rekor seviyelerde balık üretiminin olduğu bir yer olduğunu hatırlatırken, şimdi sadece birkaç türün kalmış olmasının getirdiği korku ve kaygıları dile getiriyorlar.
Bölgedeki balıkçılar için bu durum, sadece gelir kaybı değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel bir kimlik kaybıdır. Ailelerini geçindirmek için her sabah baraj gölüne açılan bu balıkçılar için, uzun yıllardır süregelen bir geleneğin de yok olmasının eşiğine gelindi. Yıllardır sürdürülen bu mesleğin yok olması, yerel halkın kültürel mirasını da tehdit ederken, balıkçılıkla geçinen ailelerin geleceğini de karartıyor. Bu sebeple, balıkçılar durumu değiştirecek önlemlerin hızla alınmasını bekliyor.
Sonuç olarak, baraj gölündeki su seviyesinin düşmesi ve balık popülasyonundaki azalma, sadece balıkçılar için değil, tüm bölge halkı için büyük bir tehlike oluşturuyor. Yerel yönetimlerin acilen bu konuda harekete geçmesi ve çevre koruma politikalarını güçlendirmesi gerekiyor. Aksi takdirde, bölge, doğal güzelliklerinin yanı sıra sosyal yapısını da kaybetme riskiyle karşı karşıya kalacak. Balıkçılar, gölde yaşanan bu tehlikeleri göz önünde bulundurarak, her geçen gün artan kaygı ve belirsizlikle mücadele etmeye devam ediyor. Baraj gölünün geleceği, sadece balıkçıların değil, doğanın ve tüm bölge halkının kaderini de belirleyecek gibi görünüyor.