Bahar Aksu’nun kaybolması ve ardından yaşanan olaylar, Türkiye'de büyük bir infial yarattı. 2022 yılının Kasım ayında başlayan dava süreci sonunda, sanıkların suçluluğu kanıtlanarak ağır bir ceza ile karşılaştılar. Mahkeme, Bahar Aksu'nun hayatına son veren dört sanığın, cinayetten müebbet hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi. Bu olay, sadece Aksu'nun ailesini değil, tüm halkı derin bir üzüntüye boğdu. Adaletin tecelli etmesi için sürdürülen çabalar nihayet sonuç verdi ve mahkeme, kanıtları değerlendirerek bu kararı aldı.
Bahar Aksu'nun kaybolması, 2022 yılının Ekim ayında başlar. 28 yaşındaki Aksu, arkadaşlarıyla geçirdiği bir günün ardından evine dönmedi. Uzun süren arama çalışmalarının ardından, Bahar'ın cesedi, yaşadığı yerin yakınlarında bir ormanda bulundu. İncelemeler sonucunda, Aksu'nun cinayete kurban gittiği anlaşıldı. Yürütülen soruşturma, Bahar'ın tanıdığı kişilerle olan ilişkilerini ve son zamanlarda yaşadığı olayları kapsamlı bir şekilde ortaya koydu. Dört kişi, cinayetle doğrudan bağlantılı olarak yakalandı ve cezaevine gönderildi. Fakat soruşturmanın kapsamı ve olayın detayları, halk arasında büyük bir meraka yol açtı.
Dava süreci, Türkiye'de benzeri görülmemiş bir ilgiyle takip edildi. Mahkeme duruşmalarında, Aksu'nun hayatı, kişisel ilişkileri ve cinayetine dair tüm detaylar masaya yatırıldı. Olayın failleri, cinayet sebebiyle birbirlerini suçlamakta açıkça tereddüt etmediler. Yüzlerce tanığın dinlendiği duruşmalarda, bazı sanıkların daha önceki suç kayıtları ve Bahar Aksu ile ilişkileri üzerinde de duruldu. Nihayetinde, mahkeme, sanıkları cinayete teşebbüs ve kasten öldürme suçlarından müebbet hapis cezasına mahkûm etti. Bu sonuç, ailenin bir nebze olsun acısını hafifletmiş olsa da, mahkemenin verdiği cezaların zamanla toplumu nasıl etkileyeceği merak konusu oldu.
Mahkeme kararının ardından, Bahar Aksu'nun ailesi ve sevenleri, adaletin yerini bulduğuna inanarak bu karara büyük bir sevinçle tepki verdiler. Ancak, bu durum aynı zamanda Türkiye genelinde kadın cinayetlerinin önlenmesi gerekliliğini de yeniden gündeme taşımış oldu. Toplum, kadınların güvenliğinin sağlanması noktasında daha fazla adım atılması gerektiğini savunuyor. Bahar Aksu cinayeti, bu konuda farkındalık yaratmak adına büyük bir fırsat sunuyor. Bu anlamda, çeşitli sivil toplum kuruluşları ve insan hakları aktivistleri, toplumun dikkatini çekecek kampanyalar düzenlemeye devam ediyor.
Sürecin sonunda, Bahar Aksu'nun hayatı ve yaşadığı trajedi, sadece ailesinin değil, tüm toplumun hafızasında yer edinerek bir uyanış yaratırken, adaletin tecelli etmesi için verilen mücadelelerin önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Cezaların yalnızca failleri değil, aynı zamanda gelecekte bu tür suçların işlenmesini engelleyecek bir caydırıcılık unsuru olması umuluyor.