Son yıllarda, birçok kentte olduğu gibi Ankara'da da giderek artan bir sosyal sorun olarak öne çıkan akran şiddeti, gençlerin fiziksel ve psikolojik sağlıklarını tehdit ediyor. Özellikle ergenlik dönemindeki bireyler arasında yaygın olan bu olgu, aileleri ve eğitim kurumlarını endişeye sevk etmekte. Akran şiddeti, yalnızca okul ortamlarında değil, sosyal medya platformlarında da kendini gösteriyor; bu durum ise konunun ciddiyetini artırıyor. Bu yazımızda, Ankara'daki akran şiddeti olaylarını, nedenlerini ve çözüm yollarını detaylı bir şekilde ele alıyoruz.
Akran şiddeti, bireylerin yaşıtları tarafından fiziksel, duygusal veya cinsel olarak istismar edilmesi olarak tanımlanabilir. Duygusal istismar, alay etme, dışlama veya tehdit etme gibi eylemleri içerirken, fiziksel istismar düellolar veya şiddet içeren davranışlarla kendini gösterebilir. Sosyal medyanın da etkisiyle, mağdurlar yalnızca okul ortamında değil, çevrimiçi dünyada da hedef haline geliyor. Özellikle sosyal medya platformlarının yaygın şekilde kullanımı, akran şiddetinin boyutlarını daha da büyütmekte. Gençler, sanal ortamda birbirlerinin geçmişini, hatalarını ve zayıflıklarını avuçlarında taşırken, bu durum kıskançlık ve düşmanlık beslemelerine yol açabiliyor.
Akran şiddetinin önemli nedenlerinden biri de gençlerin duygusal ve sosyal gelişimlerinin tam olarak olgunlaşmamış olmasıdır. Ergenlik dönemindeki gençler, kimliklerini bulma çabası içinde olduğu için agresif davranışlar sergileyebilir. Ayrıca, aile içindeki şiddet, toplumdaki eşitsizlikler ve paranın dönüştüğü güç dengesizlikleri de bu sorunu tetikleyen diğer faktörler arasında yer alıyor. Nihayetinde, toplumsal yapının şiddeti normalleşmesi, gençlerin şiddeti benimsemelerine neden olmaktadır.
Ankara’da, eğitim kurumlarındaki akran şiddeti olaylarının artış göstermesi, hem okullar hem de aileler için alarm zilleri çalmaktadır. Son dönemde yaşanan vakalar, gençlerin arkadaşlık ilişkileri içinde bile ne kadar karanlık ve zarar verici olabileceklerini gözler önüne seriyor. Okulların sosyal hizmet uzmanları, öğretmenler ve veliler bu konuda daha fazla bilinçlenmek zorunda, çünkü her geçen gün artan şiddet olayları, gençlerin ruhsal sağlığını tehdit etmekte.
Ankara’daki durumun ciddiyeti, sadece şiddet içeren olaylarla sınırlı kalmıyor. Zira, bu tür travmatik deneyimler, yalnızca mağdurları değil, tanık olan tüm öğrencileri etkiliyor. Bunun sonucu olarak, ergen bireylerde anksiyete, depresyon, özgüven kaybı gibi durumlar sıkça görülebilir hale geliyor. Okuldan kaytarmalar, başarısızlık korkusu ve sosyal izolasyon, akran şiddetinin pek çok olumsuz sonucudur. İşte bu nedenle, bu sorunu çözmek için bir araya gelinmesi ve etkili stratejilerin geliştirilmesi büyük önem taşıyor.
Çözüm yollarına baktığımızda ise, okullarda uygulanan farkındalık programlarının arttırılması gerektiği görülüyor. Öğretmenler ve öğrenciler için düzenlenecek eğitimler, bu tür davranışların önüne geçmek için kritik bir rol oynayabilir. Ayrıca, aileler de çocuklarıyla olan iletişimlerini güçlendirerek, onları açılmaya ve duygusal ihtiyaçlarını ifade etmeye teşvik etmelidir. Gençlerin duygu ve düşüncelerini paylaşabilecekleri bir alan yaratılması, toplumda şiddetin azaltılması adına önemli bir adım olacaktır.
Son olarak, akran şiddeti ile mücadelenin sadece bireysel değil, toplumsal bir sorumluluk olduğunun altını çizmek gerekir. Hem devletin hem de özel eğitim kurumlarının, bu konuda samimi ve kalıcı çözümler üretmesi gerekiyor. Akran şiddetini önlemek için toplumun her kesiminin olumlu bir katkı sunması şart. Ankara’da gençlerin güvenli bir ortamda büyüyebilmesi, ancak hepimizin el birliğiyle yapacağı çalışmalarla mümkün olacaktır.