İzmir’de yaşayan yetenekli sanatçı Selda Yıldırım, sıradan bir hobi olarak başladığı el işçiliğiyle kısa sürede büyük bir beğeni topladı. Üç günde tamamladığı eserler, görenleri adeta kendisine hayran bırakıyor. Zamanı ve emek harcayarak yapılan bu eserler, geçmişin ihtişamını günümüze taşıyor. Yıldırım, eserlerinin sanatsal değeri dışında hiçbir maddi kazanç beklemediğini vurgulayarak “Hiçbirini satmayı düşünmüyorum,” diyor. Merak edilen bu eserlerin yanı sıra, Yıldırım’ın sanat yolculuğuna ve yaşadıklarına dair detayları keşfetmek için sizleri habere davet ediyoruz.
Selda Yıldırım, yıllardır sanatın farklı dallarında kendini geliştiren bir birey. Bir gün sosyal medya üzerinden gördüğü eski dönem eserlerinden ilham alarak kendi eserlerini üretmeye karar vermiş. Eğitimini mimarlık üzerine alan Yıldırım, burada edindiği bilgileri sanatsal bakış açısıyla harmanlayarak hayalindeki eserleri yaratmaya başlamış. İlk başta sadece keyif almak için yaptığı bu çalışma, kısa sürede çevresindekilerin dikkatini çekmiş ve Yıldırım'ın eserleri büyük bir ilgiyle karşılanmış. Arkadaşları ve ailesi tarafından sürekli desteklenen sanatçı, bu durumun kendisine daha fazla ilham verdiğini ifade ediyor.
Yıldırım’ın eserleri, antik dönem yapıtlarını anımsatan bir tasarım estetiğine sahip. Genellikle seramik ve ahşap malzemeleri kullanan sanatçı, her bir eserde tarihsel anlatımlar barındırıyor. Özellikle, her bir çalışmasında farklı bir öykü ve duygu katmaya özen gösteriyor. Görsel estetik dışında, eserlerin el işçiliği de dikkat çekici bir detay. Her bir parça, yalnızca estetik bir obje olmanın ötesinde, derin anlamlar ve mesajlar taşımakta. İki çocuk annesi olan Yıldırım, çocuklarının da bu süreçte onun yanında yer almasının, hem eğitici hem de eğlenceli bir deneyim sunduğunu belirtmekte.
Yıldırım, eserlerini sosyal medyada paylaşarak, birçok takipçi kazanmış ve topluluğundan büyük bir destek almış. Onun bu serüveni, özellikle el sanatlarının yeniden değer kazanması adına büyük bir adım olarak değerlendiriliyor. "Her eserim, geçmişin tutkusunu ve kültürel birikimini günümüze taşımak için bir araç,” diyor Yıldırım. Böylece, hem genç nesillere hem de tarih tutkunlarına yönelik önemli bir mesaj da vermiş oluyor.
Yıldırım, eserlerine bir fiyat biçmeyi reddettiği için, onlara karşı özel bir bağ kurmuş. Bu bağ, ona yalnızca maddi değil, manevi bir kazanç sağlamakla kalmıyor aynı zamanda toplulukta saygı ve sevgi de kazandırmış. Yıldırım, “Bu eserler benim için birer hatıra. Onları satmayı kesinlikle düşünmüyorum çünkü her biri benim geçmişime ve amatör ruhuma dair bir parçadan ibaret,” şeklinde bir değerlendirme yapıyor.
Son zamanlarda Yıldırım’ın eserlerine olan ilgi daha da artmış durumda. Farklı sanat sergileri ve fuarlar, onun eserlerini sergilemeye davet ediyor ve kendine özgü tasarımlarıyla sanat dünyasında dikkat çekiyor. Bu bağlamda, Yıldırım’ın gelecekteki projeleri arasında bir sergi açmayı da hedeflediğini belirtelim. Bu sergide, sadece eserlerini değil, aynı zamanda sanatına dair deneyimlerini de paylaşmayı planlıyor. İzleyicilere, eserlerin doğuş serüveni hakkında bilgi vermek ve onların katılımını sağlamak istiyor.
Selda Yıldırım’ın hikayesi, yalnızca bir sanatçı olarak değil, aynı zamanda bir anne, iş insanı ve topluma ilham veren bir birey olarak da yolculuğuna ışık tutmaktadır. Eserlerinin yanı sıra sahip olduğu değerler ve sanata olan tutkusu, onun azminin birer yansımasıdır. İzleyiciler, onun amaçları arasında yarattığı bu kültürel duyarlılığı aşılamak da bulunuyor. Yıldırım’ın sanatı, belki de birçok insan için ilham verici bir örnek teşkil edecek ve sanatın evrensel dilinin sevgi ve bağlılıkla nasıl şekillendiğini göstermeye devam edecek.